DİĞER
Abdullah Ezik, öykülerinde tekrar eden imgeler, tarihe bir kurgu unsuru olarak yaklaşma meselesi ve postmodern bir kurgu örneği olarak yeni kitabı Öteki Denizin Haritası üzerine Bahri Vardarlılar ile söyleşti...
"Kemal Bilbaşar’ın son romanı Zühre Ninem’in yazarın en 'usta' romanı olduğu söylenebilir. Şaşırtıcı biçimde, Kemal Bilbaşar’ı övgüye boğanlar dahil hiç kimse bu romana dikkat çekmemiştir. 1981’de ilk baskısı yapılan kitap 2015’te ikinci baskısını ancak Bilbaşar’ın külliyatının toplu basımı sayesinde görmüş, yazarın diğer kitapları gibi geçen yedi yıl içinde yeniden yayımlanmamıştır."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Doğan Akhanlı, 64 yıl yaşadın, ama onun içine o kadar çok hayat sığdırdın ki! Şimdi küllerin 2010 yılında son bir kez buluşmanız engellenen babanla buluşacak. Hasret giderilecek."
“'Bir zamanlar…'diye başlayan cümleler kurmaktan başka bir şey yapmayanlar, haberiniz olsun, o yok olanlar listesine –ki o liste ciltlerce kitap olacak kadar uzun– bir yenisi daha eklenecek: Marmara Denizi."
"1937 yılında Tan gazetesinde çıkmış yazı dizisine göre, 14. yüzyılda yaşamış İbni Batuta’nın seyahatnamesinde Haliç’in ‘taaffün etmekte’ olduğu yazıyormuş. Düşünün, yedi asır önce de birileri Haliç’in pis kokmaya, kokuşmaya başladığını konuşmuş, yazmış!"
"Romanın tarihsel arka planı, II. Dünya Savaşı sonrasında Japonya’da yaşanan değişim sürecinin etkilerini yansıtır. Bu yansıtma doğrudan olmasa da, özellikle deniz metaforu ve romanın başkarakterlerinin temsil ettiği kavramlar/değerler üzerinden dolaylı bir şekilde okura iletilir."
"İçi boş bu dünyanın yeniden ele geçirilmesi, düzenlenmesi, yeryüzü düzenine gerçek bir müdahale olarak eski bir kahramanın kurban olarak taçlandırılması ve yaşamaktan özgürleştirilmesi... Hayatın iç boşluğu, bütün evreni önüne katıp sürecek güçlerle dolu olan ama elinden kedi yavrusu öldürmek gelen çocuklar çetesinin çocuksu eylemleriyle dolacak gibi değildir."
Düzyazıdan oyuna, mektuplardan şiire farklı türlerden içeriğiyle "Defterler" ve "Kağıtlar" bizim apayrı bir Nilgün Marmara’yla buluşmamıza olanak sağladı...
Keşke Nilgün Marmara’nın eseri de yaşamı da daha büyük ırmaklara gidebilecek kadar sürekli ve uzun olsaydı. Olamamasının nedeni depresyonlar kadar toplumsal anların karanlıklarında gizlidir...
© Tüm hakları saklıdır.